Atatürk İlkeleri ve Atatürk İnkılâpları
Atatürk İlkeleri ve Atatürk İnkılâpları
İhsan Pekel
Atatürk'ün, temel dünya görüşlerine ilkeleri; çağdaş uygarlığa yöneliş için gerçekleştirdiği köklü değişikliklere de inkılâpları denilmektedir.
Yeniliğe, ilerlemeye, iyiliğe, güzelliğe, doğruluğa, gelişim ve uygarlığa açılan Atatürk İlke ve İnkılâpları; Ülke ve Ulus bütünlüğü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Ulusuyla bütünleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşları olarak onları çok iyi anlamaya ve korumaya borçluyuz.
Anayasa'mızın:
42'inci maddesinde eğitim ve öğretimin Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda yapılacağı,
58'inci maddesinde gençlerin yine Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda yetiştirilip geliştirileceği,
68'inci maddesinin 4'üncü paragrafında siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemlerinin, devletin bağımsızlığına, ülke ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamayacağı,
81'inci maddesinde milletvekilleri andında “... demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı kalacağıma...”
103'üncü maddesinde de Cumhurbaşkanı andında “... Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı kalacağıma...”
ifadelerine yer verilmiştir.
ATATÜRK İLKELERİ
1. CUMHURİYETÇİLİK
Atatürk'ün sözleri ile “ Türk Milleti'nin yaratılışına ve karakterine en uygun idare Cumhuriyet idaresidir. Bugünkü hükümetimiz, doğrudan doğruya ulusun kendi kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı hükümetidir ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümetle ulus arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Yönetim ulus, ulus yönetim demektir.” (1)
“Cumhuriyet fazileti ahlakiyeye müstenit bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.” (2)
2. MİLLİYETÇİLİK
Atatürk: “Van'dan Diyarbakır'dan Trakya'ya, Karadeniz'den Akdeniz'e kadar Yurdumuzun her köşesindeki memleket evlatlarını hep aynı cevherin damarları olarak vasıflandırmıştır.” (3)
“Biz doğrudan doğruya milletperveriz. Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk Toplumumuzdur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.” (4) demiştir.
Atatürk Milliyetçiliği:
• Ülke ve Millet bütünlüğüne önem verir,
• Irkçılığı reddeder.
• Çağdaşlığı amaçlar, medeniyetçidir.
• Her türlü din ve mezhep ayrılığına karşıdır.
• Milli dayanışma ve sosyal adaletten yanadır.
• Vatan kavramı ile bağlantılıdır ve gerçekçidir.
• Demokrasiye yöneliktir. Millet egemenliği ilkesi ile bağlantılıdır.
• Saldırgan değil barışçı ve insancıldır.
• Kültür ve düşünce birliği temeline dayanır.
3. HALKÇILIK
Atatürk'ün sözleri ile;
“Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir.” (5)
“Türkiye Halkı ırkça, dince ve kültürce ortak, birbirlerine karşılıklı saygı ve fedakarlık hisleri ile dolu kaderleri ve menfaatleri müşterek olan bir toplumdur.” (6)
Halkçılık, halkın düşünülmesi: sosyal, kültürel ve ekonomik yönden geliştirilip refaha kavuşturulması ve güçlendirilmesidir.
4. LAİKLİK
Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılması; vicdan, ibadet ve din özgürlüğünün güvenceye alınmasıdır. Laiklik: toplum ve devlet işlerinde, hukuk, eğitim, yönetim ve siyasette insanın akıl, bilim, teknoloji, vicdan ve sorumluluğa dayalı özgür iradesinin tercih edilmesidir. Laiklik uygarlık ve demokrasinin temelidir.
Atatürk “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz bir milletin devamına imkân yoktur: Yalnız şurası var ki din Allah ile kul arasındaki bir bağdır. Softa sınıfın din istismarlığına Müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete karşıyız. Buna müsaade edemeyiz.” (7)
5. DEVLETÇİLİK
Atatürk'ün sözleri ile, “Bizim takibini uygun gördüğümüz devletçilik prensibi bütün üretim ve dağıtım araçlarını fertlerden alarak milleti büsbütün başka esaslar içinde düzenlemek amacı güden özel ve kişisel ekonomik teşebbüse ve faaliyete meydan bırakmayan sosyalizm prensibine dayalı kolektivizm-komünizm gibi bir sistem değildir.” (8)
“Bütün dünyada olduğu gibi memleketimizde de en başta bulunan önemli işimiz ekonomidir. Bu işten en yüksek başarıyı sağlamaya çalışmak çok önemlidir, gereklidir. Bunun için, bu işte bütün devlet teşkilatının, bütün yurttaşların ve hepimizin ciddi duygular ile ilgili olmamız gereği doğaldır. Yeni hükümetimizin esasları, bütün programları ve ekonomik programlardan çıkmalıdır.” (9)
Atatürk, Devletin büyük masraflar isteyen konularda öncülük yapmasını istemiştir.
6. İNKILÂPÇILIK
Atatürk diyor ki:
“Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşü ile uygar bir toplum haline ulaştırmaktır. İnkılâbımızın ana ilkesi budur. Bu gereği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zaruridir.” (10)
“Mutlu inkılâplarımızın aleyhinde fikir ve his taşıyanları aydınlatmak ve doğru yolu göstermek, aydınlara düşen milli vazifelerin en önemlisi, en birincisidir.” (11)
İnkılâp; ileriye, güzele, iyiye, doğruya ve uygarlığa yönelik yapılan köklü değişikliklerdir.
ATATÜRK İNKILÂPLARI
Atatürk inkılâpları, devleti çağdaş bir niteliğe kavuşturmak için yapılan temel değişikliklerdir.
Atatürk; “Her türlü yükselme ve gelişmeye kabiliyeti olan Milletimizin sosyal ve fikri inkılâp adımlarını kısaltmak isteyen engeller mutlaka ortadan kaldırılmalıdır” demiştir (12)
1. Siyasal Alanda Yapılan Değişiklikler:
28 Ocak 1921'de 85 sayılı ilk Anayasa kabul edildi. 30 Ekim 1922' de Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılıp Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin kurulmasına ilişkin karar alınmıştır. 2 Kasım 1922'de Saltanat kaldırıldı. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet ilan edildi. 3 Mart 1924'de Hilafet kaldırıldı. 5 Şubat 1973'de laiklik ilkesi ile birlikte altı ilkenin Anayasa'ya girişi sağlandı. Böylece çağdaş uygarlık yoluna girilmiştir.
2. Hukuk Alanında Yapılan Değişiklikler:
8 Nisan 1924'de şeriat mahkemeleri kaldırılıp adalet mahkemeleri kuruldu. 7 Şubat 1926'da Türk Medeni Kanunu, 1 Mart 1926'da Türk Ceza Kanunu kabul edildi. Uygar ulusların yasaları örnek alınarak evlilik, boşanma, miras yeniden düzenlenerek kadın erkek arasında eşitlik sağlandı. 5 Kasım 1925'de Ankara Hukuk Mektebi (Fakültesi) kuruldu.
3. Eğitim Alanında Yapılan Değişiklikler:
3 Mart 1924'te Tevhidi Tedrisat (Öğrenim Birliği) Yasası çıkarılarak bilime dayalı modern eğitim ve öğretim sağlanmıştır. 3 Kasım 1928'de Türk Harfleri kabul edildi. Bütün yurtta okuma yazma öğrenme çalışmalarına başlandı. Atatürk Başöğretmen olarak dersler verdi. Dilde Özleşme çalışmalarına geçildi. Türk Dili'nin benliğine kavuşturulması çalışmalarını izlemek üzere 12 Temmuz 1932 Türk Dilini Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) kuruldu.
4. Sosyal Alanda Yapılan Değişiklikler:
2 Eylül 1925'de Tekke ve Zaviyeler kapatıldı. 25 Ekim 1925'te Şapka ve Kıyafet Kanunu kabul edildi. 3Nisan 1930'da kadınlara belediye seçimlerinde oy, 8 Ekim 1934'de seçilme, 5 Aralık 1934'de milletvekili seçme ve seçilme hakları verildi. Bir Türk geleneği olarak kadın erkek eşitliğinde önemli adımlar atılmıştır.
Hastaneler, dispanserler kurulması sağlandı. Güzel sanatların gelişmesi için gerekli konservatuar kuruldu. Stadyumlar, spor alanları, kapalı spor salonları yapıldı. İhtiyaç duyulan tüm sosyal kurumlar Atatürk döneminde açıldı. 16 Şubat 1925'de Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu) kuruldu.
5. Ekonomik Alanda Yapılan Değişiklikler:
24 Temmuz 1923'de Lozan Barış Antlaşması ile yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyonlar kaldırıldı. 19 Nisan 1926'da Türk Kabotaj Hakkı kabul edildi. Bununla Türk Kara Sularında yabancı şirketlerin çalışması yasaklanmıştır.1 Nisan 1924'de Ergani Bakır İşletmesi millileştirildi. 27 Şubat 1925'te köylüye ağır vergi yükü olan Aşar kaldırıldı. 1Mart 1925'te tütünde Fransızlara tanınan ayrıcalığa son verildi. 5 Nisan 1925'te Şeker Fabrikalarını öngören yasa kabul edildi. 19 Nisan 1925'de Gazi Orman Çiftliği hizmete verildi. Her alanda devlet öncülük yapmaya başladı. Bakanlar, fabrikalar çalışmaya başladı. Yollar, özellikle demiryolu yapımına büyük çaba gösterildi. Ekonomik bağımsızlık kazanıldı.
6. Ölçü Birimlerinde Yapılan Değişiklikler:
Atatürk, dünya ile ilişkimizi düzenli yürütmek için ölçü birimlerinde değişiklik yaptı. 26 Aralık 1925'te Uluslar arası saat ve miladi takvim, 26 Mart 1931'de de yeni ölçüler kabul edildi. Kilogram ve metre kabul edilerek medeni dünya ile yapılan ekonomik ilişkiler ve işbirliği kolaylaştırılmıştır.
Anayasa'mızın başlangıç bölümünde... Millet adına yetkili kılınan hiçbir kişi veya kuruluşun Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda hukuk düzeni dışına çıkamayacağı için, hiçbir faaliyetin... Atatürk İlke ve İnkılâpları karşısında koruma göremeyeceği yer almıştır. Böylece, koruma konusunda birinci öncelik Devlet'imizin temeli olan Atatürk İlke ve İnkılâpları’na verilmiştir. Anayasa'da Atatürk İlke ve İnkılâpları’nın korunmasında verilen öncelik karşısında, özgürlükler dâhil hiçbir gerekçe ile söz konusu korumanın göz ardı edilemeyeceği, kaldırılamayacağı, başka bir kişi veya kuruluşun koruma göremeyeceği anlaşılmaktadır.
Özgürlükleri kullanma koşullarına gelince:
İnsan Hakları Evrensel Demeci'nin 29. maddesine göre herkes haklarını kullanmak ve özgürlüklerden faydalanmak konusunda demokratik bir toplumda ahlak, nizam ve genel yararların korunması için tespit edilmiş kayıtlamalara tabidir. Bu hak ve özgürlükler hiçbir veçhile Birleşmiş Milletler amaç ve prensipleriyle aykırı olarak kullanılamaz.
İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri (Özgürlükleri) Korumaya Dair Sözleşme'nin:
Din özgürlüğüne ait 9., ifade ve izhar (açıklama) özgürlüğüne ait 10., toplantılara katılmak ve sendika kurmakla ilgili 11. maddelerinin 2. paragraflarına göre söz konusu hak ve özgürlüklerin kullanımının, demokratik toplumlarda ancak amme güvenliğinin, amme nizamının, genel sağlığın veya umumi ahlakın yahut başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için şartlara, sınırlamalara ve müeyyidelere tabi tutulacağı öngörülmüştür.
Söz konusu özgürlüklerle ilgili benzeri kısıtlamalar Anayasa'mızın ilgili maddelerinde de yer almıştır.
Atatürk, evrensel hukukun getirdiği bu kuralları daha önceden görerek kişisel özgürlüklerin Cumhuriyet ve Devleti zayıflatması için sınırlanabileceğini söylemiş, ancak bunun vatandaşın teşebbüs ve sorumluluk duygusunun gelişmesine zarar verilmemesi, milletin genel çıkarlarından daha fazla sınırlamaya gidilmemesi üzerinde durmuştur.
“... Demokrasi geleceğini ancak akıl ve bilimden alır. ...Bunlardan yoksun yönetime Demokrasi demeye olanak yoktur. Demokrasinin temelinde kişisel çıkarlar değil, geniş halk kitlelerinin ve ülkenin genel çıkarları egemendir...
...Çünkü Türk Ulusu'nun karakterinde özgürlük vardır.
Demokrasi ve özgürlük rejimleri akıl ve mantıktan, bilimden yoksun olarak uygulandığında toplumlar sarsıntı geçirmektedir.... Sınırsız bir özgürlük anarşinin baş mimarıdır. Özgürlükler kişilerin ve toplumların sınırsız yararlanmasına değil, gelişmelerine öncülük ettikleri sürece muteberdir. Demek oluyor ki özgürlük, adalet ve eşitliği birbirinden ayrı ayrı düşünmek bunları birbirinden ayrılabilir kabul etmek yanlış bir düşünce tarzı olur...” (13)
“O halde, kişisel özgürlüklere sınır olarak başkalarının özgürlük sınırı gösterilirken kişisel özgürlüğün, milletin genel çıkarlarının gerektirdiği dereceden daha fazla sınırlandırılamayacağı kabul ediliyor. Bu düzenleme işlemi kişinin sorumluluğuna, teşebbüsüne ve gelişmesine zarar verecek dereceye götürülmemelidir.” (14)
Unutulmamalıdır ki, Türkiye'de Devlet ve Ulus bütünlüğünü bozmayı öngören dışarıdan ve içeriden desteklenen silahlı eylem içinde bulunan irtica ve bölücülük konularında yıkıcı fikir, fitne, bozgunculuk, coşturma ve kışkırtma faaliyetleri toplumumuz için en tehlikeli silah konumundadır. Kulaktan zehirlenmek mideden zehirlenmekten daha zararlıdır.
Türk Milleti, Atatürk İlke ve İnkılâplarının en iyi gerçekçi uygarlık yolunu açtığına içtenlikle inanmıştır. Onları korumaya kararlıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Atatürk İlke ve İnkılâpları’nın önemini uygulaması ve koruması Anayasa'mızın ve evrensel Hukuk'un emridir. Bunlara uymak akıl, mantık ve ilmin gereği olup bu hususlara yeterli özen, dikkat gösterilmemesi, uygulanmaması ve korunmaması Anayasa'mıza aykırılık oluşturur. Milletimizin özgün ifadeleriyle temelde kantarın topu kaçırılmış olur.
Dipnotlar:
Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (S.D.) 1989, C. 3, S:106, c. 2, S:241
(S.D.), 2. C, 242
Atatürk Diyarbakır'da, Kadri Kemal KOP, 1938, S:4
İlköğretim C. 4, S:6
Atatürk ve Atatürk İlkeleri, M. Yavru S:13
(S.D.), C. 1, S:236
Atatürk'ün Hususiyetleri, Kılıç Ali, S:116
Atatürk'ten Yazdıklarım, Afet İNAN, S:66-67
Atatürk'ten Düşünceler, E.Ziya KARAL, S:105
Atatürk'ün Başlıca Nutukları, Herbert MELZIG, 1942, S:86
K.Atatürk Diyork ki, Mustafa BAYDAR, S:63
Atatürk'ün Başlıca Nutukları, Herbert MELZIG, 1942, S:86
Atatürk'le Bir Ömür, Sabiha Gökçen, S:176
Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk'ün El yazıları, Ayşe Afet İnan, S:450-465
Diğer Kaynaklar:
• Atatürk El kitabı, Türk Kara Kuvvetleri, 2. Baskı 1983
• Atatürk ve Milliyetçilik, Turhan Feyzioğlu, 1987

0 Comments:
Post a Comment
<< Home